Sayfamıza konuk olan kişi, kitabını kitaplığımızdan hiç eksik etmediğimiz, en ufak bir konuda dönüp baktığımız bir yazar, akademisyen sayın NİLÜFER TUNCER. Yakın zamanda davetimizi kırmayarak ÇROP’a üye olan kütüphane, çizgi roman ve çocuk uzmanı hocamıza sorular yönelttim, o da bu soruları içtenlikle yanıtladı:
![](https://i0.wp.com/dis.fatih.edu.tr/store/images/e06T9Y3Ov7I.jpg)
ÜMİT
Hoş geldiniz sayın Nilüfer Tuncer. Yani internet üzerinden nereye geldiyseniz oraya hoş geldiniz.
N. T.
Merhabalar Ümit Bey…
ÜMİT
Evet, tabii, merhaba daha hoş oldu, giden yok gelen yok…
N. T.
Röportaja isterseniz önce kendimi tanıtarak başlayayım.
ÜMİT
Tabii sevgili hocam, siz başlayın, ben kim geldi, nasıl giriş yapsaydım doğru olurdu diye düşüneyim bir yandan…!
N. T.
Adım Nilüfer Tuncer. Hacettepe Üniversitesi Belge ve Bilgi Yönetimi Bölümü’nden 2004 yılında emekli olmuş bir öğretim üyesiyim. Uzmanlık alanım Çocuk kitapları ve Çocuk Kütüphaneleri. Doğal olarak çizgi romanlar da ilgi alanıma giriyor.
ÜMİT
Peki sayın hocam, çizgi romanlarla tanışmanız bu vesileyle mi oldu? Yani mesleki ve
zorunlu bir ilgi mi söz konusu?
N. T.
Çizgi roman benim eskilerden tanıdığım bir sanattı. Tanışmam, ta çocukluğuma gidiyor. O zamanlar Binbir Roman diye bir çocuk dergisi vardı ve içinde Tarzan, Kızıl Maske, Mandrake-Sihirbazlar Kralı gibi dizi şeklinde giden ÇR’ler bulunurdu. Heyecanla okur, bir sonraki sayıyı sabırsızlıkla beklerdik!
ÜMİT
Her çizgi roman okurunun yakından bildiği bir duyguyu çok zarifçe hatırlattınız hocam ağzınıza sağlık. Şunu Merak ettim hemen, bu heyecan sizi nerelere sürükledi? Ya da sürükledi mi?
N.T.
Yıllar sonra öğretim üyeliğim sırasında Doçentlik çalışması yapmam gerektiğinde bu konuyu seçtim.
ÜMİT
Doğru yorumladıysam bu seçtiğiniz konu çizgi roman alanında basılan ilk kitabın yayınlanmasına kadar götürdü sizi. Hatta “Çocuk ve Çizgi roman ilişkisi” üzerine yazılan tek kitap söz konusu.
N. T.
O dönemler için ve hatta maalesef bugün için zor bir konuydu. Savunduğum tez, kütüphanelere sokulmayan ÇR’leri, kütüphaneye pek gitmeyen küçük okurları çekmek için bir cazibe unsuru olarak kullanmak ve bu yolla okuyucu sayısını arttırmak, aynı zamanda çocukları ÇR’nin dışındaki diğer yayınlara da yöneltmekti. O zamanki Kutuphaneler Genel Müdürlüğü’nden gerekli izni alınca, Ankara’daki Yenimahalle İl Halk Kütüphanesi’nde üç ay süreyle deneysel bir çalışma yürüttüm. O sıralarda (1978- 79 yılları) ÇR çeşidi bol bir türdü ve sıkça yayınlanıyordu. Değişik türlerden 16 ÇR’yi Kütüphane’de uygun bir rafta teşhir ederek, yenileri gelince değiştirerek ve gerekli istatistikleri tutarak çalışmamı tamamladım.
ÜMİT
Ve sonuç ne oldu?
N. T.
Sonuçta öne sürdüğüm tezi kanıtladım; Okuyucu sayısı arttı, çocuklar beş dakikada bitirdikleri ÇR’den sonra açık raflardan başka kitapları okumağa başladılar, kitap ödünç alma arttı. Kızların daha çok komik konulara (Fatoş gibi), erkeklerin ise macera konularına (Süpermen gibi) merak sardıklarını saptadım. En fazla ÇR’ye ilgi duyulan yaş 11-12 idi ki bu gelişmiş Batı ülkeleriyle benzerlik gösteriyordu. Haliyle erkek çocuklar ÇR’ye daha çok ilgi gösteriyorlardı. Sonuçta bu verilerle Kütüphaneler Genel Müdürlüğü’ne başvurarak koleksiyonlarına ÇR’leri de (kuşkusuz en iyi olanlarını) kattıkları takdirde sokaktaki çocukları da okumaya çekebileceklerini anlattım. Mevzuatta da aksi bir hüküm olmamasına rağmen, ödeneklerin azlığı bahane edilerek ÇR alımına geçilmedi! Üç aydan sonra çocuklar çok üzüldüler, ben de bütün ÇR’leri onlara dağıttım!
ÜMİT
Valla hocam iyi yapmışsınız eliniz dert görmesin. Peki ne oldu da bugün her fırsatta başvuru ve başucu kitabı olarak elimize aldığımız yapıtınız çıktı ortaya? Belli ki Müdürlük çizgi romana sıcak bakmamış. Onların katkısı olamaz, yoktur herhalde.
N. T.
Çok doğru söylüyorsunuz. Çalışmamı o sıralarda Milliyet Yazarı olan Sn. Mümtaz Soysal bir şekilde görmüş. Çok olumlu bir köşe yazısı yazmıştı. Daha sonra Mustafa Ruhi Şirin görmüş ve kitap olarak basmak istemişti. Maalesef sadece genel ÇR bilgilerini içeren kısmını basabildik, yani esas araştırma tez olarak Hacettepe Kütüphanesi’nde kaldı. (Tamamen benim hatam!) Çizgi Roman ve Çocuk adlı küçük eser 1993’te yayınlandı. Benden sonra birçok değerli ve kapsamlı eser çıktı, makaleler yayınlandı. Ancak şunu söyleyebilirim: ÇR araştırmasını yaparken (1978-80) bu alanda hiçbir ciddi çalışma yoktu! Bugünkü gelişmeleri bu bakımdan çok sevindirici ve umut verici buluyorum.
![](https://i0.wp.com/www.cocukvakfi.org.tr/images/k40.jpg)
ÜMİT
Cesur ve vizyonu geniş biri; ki çizgi roman alanında bu siz oluyorsunuz, patika açınca elbette beceri sahibi kişiler de önceden çizilen krokiye bakarak açılan patikayı genişletiyorlar sayın hocam. Bahsettiğiniz eserlerin hemen hepsinin kaynakçasında sizin eseriniz yer alıyor. Fırsatı gelmişken teşekkür edeyim, ben de o yolu izleyen biri olarak tezimi hazırlarken defalarca kitabınızdan faydalandım. Hatta bazı makalelerimin temeli de kitabınız oldu. Özellikle çocuk ve çizgi roman konusunda yazdıklarımda…. Bu çocuk ve çizgi roman kısmında aklıma geldi, çizgi roman sadece kütüphane ve okumak için mi kullanılmalı sizce?
N. T.
Hayır, zaten dünyada da geniş bir kullanım söz konusu. ÇR birçok ülkede farklı amaçlar için bir araç olarak kullanılıyor mesela. Eğitim bunların başında geliyor. Bizim bu konuda yapabileceğimiz pek çok şey olabilir. Sadece çocuklara değil, yetişkinlere yönelik olarak da. Özellikle okuma alışkanlığı yaratmada ÇR çekici bir unsur olarak kullanılabilir. Bilindiği gibi, okuma sıkıntısı çekenler, görsel unsurları bol olan eserleri tercih ederler. Ayrıca ÇR’lerin okunmaları kolay, konuları çekici, heyecan verici, kavranması kolaydır. Bir kere kütüphaneye alışan okurlar, daha sonra başka eserlere de yönelirler. Ancak toplumumuz hala eski önyargılarla hareket ederek ÇR’leri yararsız, hatta bazen da -çocuklar açısından- zararlı yayınlar olarak nitelemektedir.
ÜMİT
Bu tespit üzerine, çizgi romanın yaygınlaşması ve çizgi romanın okurlarına estetik ve sanatsal düzeyde sunabileceklerinden mahrum kalabileceğini düşündüğünüz, karamsar olduğunuz sonucunu çıkarabilir miyiz?
N. T.
Hayır, asla. Sabırla ve yılmadan ÇR’lerin yararının topluma anlatılması gerekmektedir ki siz ve arkadaşlarınızın çabaları bu noktada her türlü desteği ve övgüyü hak etmektedir. Umarım bu gayretler gelişerek sürer.
ÜMİT
Sakarya’daki kütüphaneyi kast ettiniz sanırım.
N. T.
ÇROP’un tüm programından bahsediyorum aslında.
ÜMİT
Evet… Kendimi de övdürmüş gibi olduktan sonra yayınevleri hakkındaki düşüncenizi almak istiyorum izin verirseniz. Bahsettiğiniz yıllarda, yani çalışmanızı gerçekleştirdiğiniz yıllarda çizgi roman çeşidi çoktu, yayınevleri fazlaydı… Bir hareket vardı bu alanda. Şimdi nasıl görüyorsunuz durumu, yayınevlerini?
N. T.
Yayınevleri kanımca bir hareket bekliyorlardı. Çizgi roman alanında ÇR adedi arttı ama bu çabalarını destekleyecek eylemler gerekiyordu kanımca. Bugüne kadar bir kenarda küskün ve sesiz bir şekilde kalmış olan yayıncılar, ÇROP’un harekete geçmesi, Çizgi Roman Kütüphanesi’nin açılması gibi olaylarla eminim çok sevindiler ve yeniden gayrete geldiler veya gelecekler. Sanırım ÇR çeşit ve sayıları artacaktır. Belki hemen yarın değil ama bu projeler arttıkça çok uzak olmayan bir zamanda…
ÜMİT
Yine övülüyoruz, konu değiştirelim, hah buldum, en sevdiğiniz çizgi roman hangisi?
Nilüfer Tuncer hocamız neyi okumayı seviyor?
N. T.
İyi, Öyle olsun…En sevdiğim ve zevkle okuduğum ÇR: Asteriks ! Hem yazarının, hem ressamının yaratıcılıklarını, espri anlayışlarını her zaman hayranlıkla izledim. Yazarın vefatı elbette üzücüydü ve çizer yazarlığı da üstlenerek eseri sürdürüyor; ki bu da saygı duyulacak bir olay.
![](https://i0.wp.com/www.asterix.co.nz/gauls.jpg)
ÜMİT
Hocam teşekkür ediyorum bu röportaj için. Bizi kırmadınız, zamanınızı çaldık…
N. T.
Çizgi roman üzerine sohbet ettik hepsi bu, abartmayın bence.
ÜMİT
Tekrar teşekkür ederim sayın Nilüfer Tuncer hocam aklınıza, ağzınıza sağlık.
N. T.
Şimdilik hoşça kalın.
ÜMİT
Şimdilik… Bu “şimdilik”i bir kenara not alıyorum hatırlatırım…. J
Ümit Kireççi – Nilüfer Tuncer
10 Ocak 2007